Temelcilik (Kartezyen) Felsefesi Nedir?
Yenidünya görüşü olarak 18.yy başlarında kabul edilen Kartezyen felsefesi, Fransız bir filozof ve matematikçi olan René Descartes tarafından oluşturulur. Bir mozaik olarak ele alınabilecek bu görüşün temel unsurları, mekanik metafizik, teoloji, mekanik fizyoloji, doğal felsefe ve fizik mekanik kozmoloji, matematik, mekanik jeoloji, optik ve biyoloji ile varsayımsal-tümdengelim yöntemlerini içerir. Elbette ki bu öğelere dünya görüşü açısından temel bir fikir olan mekanik felsefe veya bir diğer adıyla mekanikçilik teması eşlik eder. Descartes’in felsefesi kabul görmeden önce, şimdilerde çokça duyulan bir söylev ile giriş yapar: “Düşünüyorum, öyleyse varım.” Bu sözler her ne kadar basit gibi görünse de aslında, kişinin dünyayı anlama ve tanımlamasına yönelik tüm girişimlerin başlangıç noktasıdır. Herhangi bir şeyi bilmek, anlamak için akla ihtiyaç duyulur. Descartes tam da bu nokta da bunu fark ederek, öncelikle kendi zihninin varlığına dair tüm bilgileri toparlamaya, araştırmaya ve işlemeye başlar.
Kartezyen felsefe nedir sorusunun en kısa ve temel yanıtı, hipotezin doğruluğuna ilişkin herhangi bir şey söylemeden, aslında onun gündeme getirdiği bir şeyin kesin bir doğal olgusu olduğu gösterilir. Descartes, bilinmeyenler karmaşığını mutlaktan ayırmak ve bu karmaşığı en basit şekline indirgemek için çaba gösterir. Karışık olan fikirleri, daha açık olan fikirlerle değiştirir. Daha az karışık olan diğer her şeyin varlığı için Descartes teolojiden yardım alır. Kartezyen felsefe ne demek diye yola çıkıldığı ve anlaşılmaya çalışıldığı zaman, kendinize şunu sorabilirsiniz: Sokakta yürürken gördüğünüz yapılar gerçekte var oldu mu? Görüyor olabilirsiniz, fakat duyularınız size oyun oynuyor olamaz mı? İşte tam da bu noktada gördüklerinizin yani algılarınızın gerçekte doğru olduğunu ispatlayabilmek için bir nevi görgü tanığına, buna kefil olacak birine ihtiyaç vardır. Descartes, Kartezyen mozaiğini tamamlayabilmek için Tanrı’dan başka bir garantör bulamaz. Onun düşünce yapısına göre, eğer Tanrı’nın gerçekte olduğunu, varlığı bir şekilde kanıtlayabilirse, işte o zaman sokakta yürürken veya etrafınıza her baktığınız gördüğünüz tüm o şeylerin varlığını da kanıtlayabilecekti. Eğer Tanrı varsa ve o aslında mükemmelse, demek ki diğer her şey de onun kadar mükemmel olabilirse var olacaktır.
Kaynak: www.bilgiyazar.net